9 Eylül 2014 Salı

STV Dizi Kültürüm | Gıcık olduklarım + Unutamadıklarım

Bir 'İki Dünya Arasında' bölümüne daha gıcık olup televizyonun başından sinirle kalkmış durumdayım. Aslında ben öyle oturup televizyon izlemem ama yemek yerken açık olunca insanın gözü takılıyor sonra da ay sonra ne olacak bunu da izleyip gideyim derken başından kalkamıyor. Evet kabul etmeliyim ki STV dizilerinin böyle bir yönü var: Sürükleyici. Ama ben size bugün başka bir yönünden bahsetmek istiyorum: Gıcık edici.

Evet bazı dizilere GICIK OLUYORUM. Niye mi? Çünkü öldürmeyip süründürüyorlar. Gösterip vermiyorlar. İki Dünya Arasında ve Farklı Desenler bu türün en önemli örnekleri arasında bulunuyor. Bu Dünyada nasıl bu kadar  çok kötü insan olabilir, bir kadın nasıl bu kadar çok acı çekebilir diye kendine sormaktan harap oluyor insan. Tam işler yoluna girmek üzereyken nasıl yine berbat olabiliyor?  İşte bunlar psikolojinizi bozabiliyor, hele ki benim gibi dizi izlerken içine giren türlerdenseniz.

Bir başka acı çekme çeşidi olarak: Sırlar Dünyası. Yok yok o şu an işin suyunu çıkartıp 'Annesine bağırınca çarpılan çocuk' bilmemne isimler koydukları kısa filmlerden bahsetmiyorum. Şu taa bizim çocukluğumuzda çıkan, yakışıklı ağabeyimiz Reha Yeprem'in sunduğu gerçekten korkunç olan bölümlerden bahsediyorum. O dönemde çocuk olup da psikolojisi o sır kapısı bölümlerinden etkilenmeyen var mıdır aramızda? Hatırlıyorum da ne zaman çocuklar olarak bir araya gelsek kim en korkunç sır kapısı bölümü anlatacak diye yarışa girerdik. Sırf o zamanlar en güzel hikayeyi anlatabilmek için kim bilir kaç gece uykusuz kalıp Sır Kapısı tekrarları izlemişimdir. :) Sonrası mı? Tabii ki hep birinci olurduum. Çocukken popi olmamda sır kapısının rolü adlı bir başka yazıda bundan daha uzun bahsetmeliyim belki de :))

Konuyu burada açmışken birkaç ödül bahşetmek istiyorum. Sonuçta başarıları takdir etmek lazım değil mi?

Öncelikle bu kadar iyi kötü rolü yapıp bana acı çektiren İki Dünya Arasında'dan Aslı'ya yılın kötü kadın rolü ödülünü vermek isterim. Şak Şak Şak Sayın Seyirciler.


Daha sonra ise onun da gönlü kalmasın sonuçta Feride'ye çok çektirdi diye her ne kadar dizi bitmiş de olsa Farklı Desenler'den Pınar'a Kötü Kadın Rolü ikinciliğini bahşediyorum. Şak Şak Şak. (Hem Allah için bu kadın arada komik oluyordu da gülüyorduk yine az biraz)



Aslında eskiden ne de güzel yapımlar vardı STV'de. Başından kalkmadan soluksuz izlerdik...

Yusuf Yüzlü vardı hani taa biz çocukken. Bir türlü kavuşamıyorlardı annesiyle. Kötü doktorlar vardı dizide, annesini delirten ilaçlar veriyorlardı kadına.


Sonra Mavi Rüya vardı. Ölümsüzlüğün geninin çocuğunda olduğuna inanan kötü adamlardan çocuğuyla birlikte kaçan anne... Sonra Ateş vardı, başta kötüydü sonra iyi oldu filan. Bizimkilere yardım etti. Bir tane şeytan kadın vardı adını hatırlamıyorum. En çok ondan korkardım 0.0



Sonra biraz daha büyüdük Tarık ve Diğerleri çıktı. Öyle çok uzun sürmedi ama komikti, hiç bir bölümü kaçırılmazdı.


Tek Türkiye vardı ki Dila hemşire, Tarık doktor.. Ve Şivan :D Adını anınca gülesim geliyor adamın yaa. Nasıl komikti nasıl güzel konuşurdu. O zamanlar dilime pelesenk olmuştu onun sözleri, okulda arkadaşlarıma öyle konuşmaya çalışırdım filan. 'De hayde gidiyik' derdim sürekli.


 En son Kollamayla kapandı bence güzel dizi sezonu. Aaaah ah Yiğit aşığıydım o zamanlar :D İzlenme rekorları filan kırmıştı bir sürü. Final bölümünde nasıl duygulanmış, ağlamıştım. Öyle işte... Kollamadan beridir o kadar kaliteli diziler yapamıyor bence STV. Ya da ben artık TV dizileri yerine Kore Dizileri tercih ettiğimden mi ki?

YİĞİTTT!! Bu arada size Kollama ekibinin okulumuza ziyarete geldiğini söylemiş miydiiim?! Yaaaaa ben Yiğiti canlı gördüm abiiiii :D
Yeni dizilerden geçen sezon çıkan Ötesiz İnsanlar var güzel. Başrol çocuk hoş, aşkları masum, konu sürükleyici filan... Ama geçen sene sınav senem olması dolayısıyla çok takip edemedim tabii. Belki bu yıl bir şans daha veririm.

Bir de Farklı Boyut vardı yenilerden ki anlamadığım bir şekilde çok kısa sürdü. Alışık değiliz biz STVnin böyle birden final yapmasına. Tutmadı mı acaba diyeceğim ama gayet de güzel konusu vardı. Bak aklıma takıldı şimdi.




Son olarak STV'nin şimdiye kadarki en etkileyici, sürükleyici, müthiş dizisi ödülü vermek istiyorum. Goes to..... Mavi Rüyaaaaa! Şak Şak Şak!!
Kendisi rahmetli annanemin de en sevdiği dizi olur. Bana onu hatırlatıyor -.- Buradan onun da ruhuna birer Fatiha hediye ederseniz müteşekkir olurum ^^



Benim için keyifli bir yazı oldu. Nostalji yaptım eskilere daldım. Vardır sizden de çocukluğu STV dizileriyle geçmiş olan. Eminim büyükleriniz izlerken de olsa izliyorsunuzdur ucundan köşesinden. Haydi siz de bahsedin de nostalji yapalım beraber! En sevdiğiniz, en sürükleyici bulduğunuz, en gıcık kaptığınız STV dizileri...?

3 yorum:

  1. heey bunu yazmana çok sevindim. bak ben gece bu dizileri izleyerek, bi de ibret öyküleri ile uyuyom biliyon muuuu :)))

    YanıtlaSil
  2. Yalnız olmadığımı bilmek güzel :D

    YanıtlaSil
  3. "yalnız değilsin" bak işte dizi ismi gibi. oleey. bak bi yazı ismi olur bu." yalnız değilsin angel" :)))

    YanıtlaSil